Dijitali şekillendiren bazı anlar
Sarah Frier’ın Instagram’ın kuruluş hikayesini anlattığı “No Filter” (“Filtresiz”) kitabında “influencer ajansı” kavramının icat edildiği an anlatılıyor. Ve bu konuya ilk yatırım yapan markalardan biri Samsung.
Bu bana ilginç geldi, çünkü selfie patlamasını tetikleyen markalardan biri de Samsung’du. Çoğumuz bu markayı sadece inovasyon yönüyle konuşuyoruz. Muhabbetlerimizde Samsung’dan bir “statüko kırıcı” olarak pek bahsetmiyoruz. Oysa görünen o ki dijital pazarlamanın şekillenmesinde büyük payı var.
Samsung’un selfie’lere dokunduğu an 2014 Oscar töreninde Ellen DeGeneres ile birlikte gerçekleşmişti. Yeni telefonun ön kamera kalitesini göstermek için törende kullanılmak üzere Ellen’a bir telefon verdiler. Milyonlarca dolar değerindeki oyuncuların bir araya geldiği bir anda Bradley Cooper telefonu aldı ve tarihe geçen fotoğrafı çekti.
Ödül töreni 43 milyon kişi tarafından izlenmişti. Bu fotoğraf 37 milyon kişi tarafından görüldü. Fotoğraf Ellen’ın hesabında yayınlandıktan sonra sosyal medya kullanımı bir daha eskisi gibi olmadı. Snapchat ile selfie kullanımı gittikçe yükseliyordu ama yetişkinlerin utanmadan selfie çekmeye başlaması o fotoğraftan sonra kolaylaştı. Sonrası story’ler, sonrası TikTok’lar, ring light’lar…
Samsung’un influencer kavramına omuz verdiği an kitapta şöyle anlatılıyor:
“Şu sıralar 200 bine yakın takipçisi olan @newyorkcity hesabını yöneten Liz Eswein’ın, kendisinden daha küçük birer kitleye sahip dergilerde yer bulmak için para ödeyen, medya ve reklamcılık sektöründen arkadaşları vardı. Hâlâ Lyme hastalığından kurtulmaya çalışan Eswein da, onlara erişim alanı satarak para kazanmaya çalışıyordu. Nike, engelli dayanıklılık sporcusu Jason Lester’ın bulanık bir resmini @nike’ı da ekleyerek ve #betterworld etiketini kullanarak yayınlaması için ona 100 dolardan az bir miktar ödedi. Eswein da bu fikirden yola çıkarak küçük bir reklam ajansı kurmak amacıyla başka iki Instagram kullanıcısıyla birlikte çalışmaya başladı. İlk müşterileri Samsung’du ve onlardan #benoteworthy etiketini kullanarak Instagram için Samsung Galaxy Note’la çekim yapmalarını istedi.” (Sayfa 133)
Kitaba göre, kurucuları Kevin Systrom ve Mike Krieger, Instagram’ın ilk çıkışında bile zaten influencer pazarlaması mantığını geliştiriyorlar. Yukarda bahsedilen Liz Eswein, onların başlangıçta içeriklerini takdir edip InstaMeet’lerde destekledikleri bir öğrenci. Fotoğrafla uğraşanları uygulamaya çekmek ve Eswein gibi iyi içerikler üretenleri desteklemek için ekstra çaba sarf ediyorlar.
Influencer mantığı Instagram’ın DNA’sında var yani. Ve bu iş paraya döküldükçe buna ilk yatırım yapanlardan biri Samsung oluyor. Marka belli ki henüz yeni yeni açılan bir alanı gözlemliyor, anlıyor ve başkalarının örneklerini beklemeden değerlendiriyor. 2021'de hâlâ Instagram kötüleyen ünlülerimiz varken dev bir marka çok daha açık fikirli davranabiliyor.
Dijitalle bu kadar zamandır ilgilenen ve hatta Samsung’la zamanında doğrudan çalışmış biri olarak genelde bu markaya bu gözle pek bakmadığımızı fark ettim ve yazıya döküp size de anlatmak istedim.
Kitabı kesinlikle tavsiye ederim bu arada. Instagram’ın büyüme öyküsünü insani taraflarıyla birlikte görmek çok ilginç. Filtreleri eklemeye karar verdikleri andan, Twitter’ın teklifini nasıl reddettiklerine kadar her detaydan bir şeyler çıkarmak mümkün.
Bu detayların her biri ders gibi. Çünkü Instagram’ı yaratan, kendinden önceki başarılı formülleri bire bir takip etmemesi. Bu sayede kendi alanını yaratabildi. Geldiği yeri hakkıyla anlamak için de pazarlama formüllerinin ötesine geçmeliyiz. Tıpkı Samsung’un yukarıda bahsettiğim anlarda daha önce denenmemiş yöntemler benimsemesi gibi.
Systrom Facebook’ta çalışma fırsatını reddedip neden Floransa’da fotoğraf eğitimi almayı tercih etti? Fotoğraf hocasının ona zorla kullandırdığı antika Holga ne anlama geliyor? 12 kişilik Instagram ekibi Facebook gibi bir devin içinde kendi kültürünü nasıl korudu? Bunlara kafa yormak gerek.
Okunabilir: